Nilay Kaya
Çocuk edebiyatının derleme üstadı Süleyman Bulut’tan iki
yeni derleme kitabı daha Tudem Yayınları’ndan çıktı. 101 Yanıltmaca ve 101
Tekerleme Türk folklorunun en değerli dil hazinelerinden ikisini günümüz
çocuklarıyla tanıştırıyor.
“Sepet sepet yumurta, sakın beni unutma, unutursan küserim,
mektubumu keserim…” İlkokul çağlarında sıra sıra gezdirdiğimiz hatıra
defterlerimize, arkadaşlarımız için yazdığımız sevgi dolu satırları, güzel söz
söylemeyi beceremeyenlerimiz dahi bu hoş tekerlemeyle bitirirdi. Tekerlemenin
son kısmının duruma göre değiştiği de görülürdü: “Unutursan küserim,
gözlerinden öperim,” gibi bir bitirişle hitap edilen kişiye küsme tehdidi
savrulsa da kıyılamazdı bazen. Akşam çökene, anneler balkonlardan sarka sarka
çocukları eve çağırana kadar sokaklarda oynamak istenirken oyun arkadaşları
nasıl çağrılırdı peki? “Aaali pabucu yarım, çık dışarıya oynayalım…” Süleyman
Bulut kitaba yazdığı önsözde ev ya da sokak oyunlarının tükenmekte olduğuna
değiniyor belki ama bu, çocukların ana dilleriyle tanışmaları için bulunmaz bir
fırsat olan tekerlemelerin günümüz çocuklarına hitap etmeyeceği anlamına
gelmiyor elbette. Çünkü yine yazarın belirttiği gibi tekerlemeler hayata dair komik
ve abartılı durumların uyak ve tekrarlarla dile getirilişi, ritmik bir şekilde
söylenişi nedeniyle her zaman için çocuklarda ezberleme ve söyleme isteği
uyandırırlar. Masallarda, tiyatro oyunlarında karşımıza çıktıkları gibi, pekâlâ
bağımsız söz oyunları olarak eğlenceli bir aktivite de olabilirler.
Bulut’un diğer derleme kitabı 101 Yanıltmaca ise en az tekerlemeler kadar eğlenceli ve incelikli
bir zekâ ürünü (Bu müthiş zekâ elbette anonim bir zekâ) olan yanıltmacaları, çocuk oyunlarının iddialı
bir malzemesi yapabilecek nitelikte. Benzer seslerin art arda getirilerek
oluşturulduğu bu zorlu yanıltmacalar hem o yanıltmacayı seri bir şekilde
eksiksiz söyleyebilmek için tatlı bir meydan okuma sunuyor hem de çaktırmadan
fonetik bir bilinç kazandırıyor. Nitekim konuşma zorluğu çeken kişilere verilen
alıştırmaların arasında tekerlemelerin bulunması bu yüzdendir. “Şu köşe yaz
köşesi, bu köşe kış köşesi, ortada su şişesi” gibi en kısa ve söylemesi kolay
görünenlerden, derenin başına ekilen kekere mekerelere dadanan kekelemelere
dair zorlu mücadeleyi anlatan, kekelemeden söylemek için bin bir dereden su
getirmek zorunda kaldığımız yanıltmacalara kadar en keyifli olanları titiz bir
araştırma sonucunda bu kitapta bir araya getirilmiş.
Süleyman Bulut her iki derlemede de anonim halk edebiyatının
zenginliklerini çocuklara tanıtırken onlara keyifli bir şekilde dil becerilerini
geliştirme imkânı sunuyor. Bu kitapların bir başka dikkat çekici özelliği de
daha önce Zeynep Uzunbay’ın Kedi
Merdiveni adlı kitabındaki tatlı çizimleriyle dikkat çeken Burcu Yılmaz’ın
bir kez daha hayranlık uyandıran çizimlerine yer verilmesi. Şimdi yazımıza bir
yanıltmacayla son verelim: “Kapı gıcırtıcılardan mısın, ocak
kıvılcımlattırıcılardan mısın? Ne kapı gıcırtıcılardanım, ne ocak
kıvılcımlattırıcılardanım.” Ben bu kitaplara bayılanlardanım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder