21 Nisan 2014 Pazartesi

İyi Kitap, Nisan 2014, İstanbul'da Bir Peri (mahlaslı yazı)

İstanbul’da bir
peri…
Perili köşklerin cazibesini kim bilmez! Aynı zamanda arkeolog olan yazar Betül Avunç’un İstanbul Perisi adlı son kitabında, böyle bir köşkten çıkan peri Keroessa, kahramanımıza hem İstanbul’u gezdiriyor hem de ona unutulmaz bir macera yaşatıyor.
Nice hikâyeye, filme konu olan, çocukken bahçelerinde heyecanla dolandığımız, hakkında binbir türlü hayal kurduğumuz “perili köşkler”... İstanbul’da onlardan kaç tane kaldı malum ama çocukluk anılarımızı hâlâ süsledikleri bir gerçek. Kişisel tarihimizin parçası olmalarının yanı sıra birlikte içinde yaşadığımız kentlerin de tarihi onlar. Çocukken onlar hakkında uydurduğumuz hikâyelerden ayrı, gerçek birer hikâyesi var her birinin. Nice insanlara, nice tarihi dönemlere, değişimlere tanıklık etmiş hepsi. Onların önünde durup hayranlıkla endamlarını seyrederken, içlerinden biri çıkıp merdivenlerde bizi karşılasa da dile getirse bize bu hikâyeleri...

GÜZEL PERİ KEROESSA
Betül Avunç’un Tudem Yayınları’ndan çıkan İstanbul Perisi adlı romanı tam da bunu yapıyor işte. Kitabın kahramanı küçük Pelin, evlerinin yakınındaki “perili köşk”ü merakla seyrederken, bir gün bahçenin gayet bakımlı olduğunu, içinde tatlı bir rüzgârla salınan mor salkımları, köşkün içine bir göz attığında ise düşündüğü gibi bir harabe olmadığını, birilerinin yaşadığını fark ediyor. Peki, içinde kim yaşıyor dersiniz? Evet, Pelin'e ve bize çok güzel hikâyeler anlatacak bir İstanbul perisi! Hem de tozpembesi saçları, zarif elbiseleriyle çok güzel yaşlı bir hanım bu peri: Keroessa.

Yeni arkadaşıyla tatlı bir sohbete dalan Pelin, okul dönüşünde geciktiği için evde onu merak içinde bekleyen anneannesinden bir güzel azar yiyor, geç kalma nedenini anlatmaya kalkıştığında ise büyüklerini İstanbul Perisi’yle tanıştığına bir türlü inandıramıyor. Anneannesi onun “keçileri kaçırdığını”, annesiyle babası ise hayalgücünün sınırlarının epey genişlediğini düşünüyor. Ne var ki Pelin’in öğretmeni bütün sınıfa İstanbul’a dair tarihî öykülerle ilgili bir ödev verdiğinde, ona en büyük yardımı ailesi değil, kimseleri varlığına inandıramadığı Keroessa, yani İstanbul Perisi ediyor.

MODA'DA KÜÇÜK BİR İSKELE
Asırlardır İstanbul’un yerlisi olan Keroessa, Pelin’i Moda sahilindeki kü- çük bir iskeleden aslında bir balina olan tekneye bindirerek, deniz tanrısı Poseidon’un oğullarından Amikos’un kaptanlığında İstanbul Boğazı’nda bir gezintiye çıkarıyor ve ona hayatı boyunca unutamayacağı bir gün yaşatıyor. Böyle bir gün unutulur mu hiç? Poseidon’un karısı ve baldızı olan denizkızlarıyla birlikte, Pelin de büyülü bir yosunla denizkızı olup, deniz tanrısının Marmara Denizi’nin derinliklerindeki sarayını ziyaret ediyor, Boğaz’daki gemilere eşlik eden o meşhur iki yunusla tanışıyor, Kız Kulesi’nde yaşayan, hapis prensesin patatesli böreklerinin tadına bakıyor, hatta Galata Kulesi’ndeki Uçan Adam’la, Hezarfen Ahmet Çelebi’yle bile tanışma şansına erişiyor.

Aynı zamanda arkeolog olan yazar Betül Avunç, İstanbul’a dair arkeoloji ve tarih bilgilerini Pelin’in bu unutulmaz İstanbul gezisine öyle tatlılıkla yerleştirmiş ki bu bilgiler, maceranın büyüsüne asla zarar vermedikleri gibi onu zenginleştiriyor, öğrenmenin/öğretmenin en ideal yolunu bizlere hatırlatıyor. Hayallerle beslenerek ve keyif alınarak da öğrenilebilir! Gezerken notlar almayı da ihmal etmeyen Pelin, İstanbul’un tarihine dair öğrendiği bu hikâyeleri, tanıştığı tarihî/mitolojik karakterlerin çizimleriyle de süsleyerek, tahmin edebileceğiniz gibi başarılı bir ödeve imza atıyor ama en büyük kazanımı İstanbul Perisi’yle çıktığı, hayat boyu unutamayacağı bu masal gibi gezi oluyor. Betül Avunç, Pelin’in bakış açısını doğallıkla yakalamayı başarıyor, su gibi akan diliyle zihnimizde tarihten ve mitolojiden rengârenk resimler canlandırıyor.

Mahallenizde hâlâ bir “perili köşk” kaldıysa, önünden geçerken umutla içeriye bir göz atıp, içerden hikâyeler anlatan bir perinin çıkmasını diliyorsunuz ama buna ek olarak, kitap bittikten sonra içinde yaşadığınız şehri seyreder ya da “dinlerken”, kendi hayallerinizin de pekâlâ böyle güzel hikâyelere dönüşebileceğini hissediyor, tatlı tatlı gülümsüyorsunuz.
İstanbul Perisi
Betül Avunç
Tudem Yayınları, 136 sayfa

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder