1 Kasım 2013 Cuma

İyi Kitap, Ekim 2013, Avrupa’nın ve Balkanlar’ın en genç, en ünlü orkestrası!



Yalvaç Ural’ın Tembeller Orkestrası – Sakızağacı Çocukları adını verdiği otobiyografik kitabı, gençliği Kabataş Erkek Lisesi ve Sakızağacı civarında geçen bir grup “tembel teneke”nin bol müzikli, gayet samimi ve tabii ki ince bir mizahla örülü öyküsünü anlatıyor.
Küçük okurların “Yalvaç Abi”sinin; sadece küçük okurların değil, bizlerin de gözbebeği olan Yalvaç Ural’ın bir zamanlar bir rock grubunda müzisyen olduğunu biliyor muydunuz? Hem de “Avrupa’nın ve Balkanlar’ın en genç, en ünlü orkestrası” diye takdim edilen bir grupta elektrogitarını konuşturmuş kendisi. Yalvaç Abi, nedense o zamanlar grupları bu şekilde anons etmenin çok moda olduğunu söyleyerek, içlerinde bir tanesi dışında hiçbirinin Edirne’den öteye gitmediğini belirterek samimiyeti ve ince mizahıyla gülümsetiyor. Tembeller Orkestrası - Sakızağacı Çocukları adını verdiği bu otobiyografik kitabın tamamı, tahmin edeceğiniz üzere aynı samimiyet ve mizah duygusuyla örülü.
Yalvaç Abi, döneminin en meşhur okullarından birinde, zaman içinde çok şöhret çıkaran Kabataş Erkek Lisesi’nde okurken, arada sırada çift dikiş giden, her yıl birden çok dersten “ikmale” (Eskiden bütünlemelere böyle denirdi,) kalan tembel mi tembel bir öğrenciymiş. Yeni taşındıkları apartmanda edindiği arkadaşı Ateş ve sınıf arkadaşları Fikret ile Cahit’in de etkisiyle (Bilin bakalım bu iki meşhur kim?) müziğe merak sarmış. Kendisine biraz da beyhude çabalarla mandolin öğretmeye çalışan Şevki Bey’i zamanında usandırdığı halde, gitar çalmayı aklına ve kalbine öyle bir koymuş ki, zar zor ikinci sınıfa geçtiği zaman babası onu ödüllendirmek için maddi durumları sınırlı olduğu halde ne yapıp edip ona ilk gitarını alarak destek olmuş. Yalvaç Abi’nin tabiriyle babası oğlunun “bir baltaya sap olması” için bu müzik aşkını maddi manevi desteklemeye devam etmiş. 
KAHKAHA GARANTİ
Prova yapmak için kullandıkları aile evlerinden çıkardıkları gürültü nedeniyle sırayla kovulmaları, grup elemanları arasındaki tatlı didişmeler, başörtülü teyzelere, oyun havası duymak isteyen amcalara ille de rock diye tutturmaları, ilk konserlerinde uğradıkları hezimet ama hiçbir şekilde pes etmeyip gruplarını yaşatmaya çalışmaları, bizi hem kahkahaya boğuyor hem de gençlik zamanlarına özgü, naif tutkuların peşinden ısrarla gidişin tatlı zarafeti hayranlık uyandırıyor.  Naif tutku dedik ama Yalvaç Abi’nin grubunun yolu ileride çok başarılı bir müzisyen olan Bora Ayanoğlu’yla kesiştiği gibi, bir dönem sinema gösterimleri öncesinde Türk sinemasının en büyük komedyenlerinden Öztürk Serengil’le birlikte program bile yapıyorlar. Beraber “Abidik Gubidik Twist” gibi hit parçalar kaydediyor, onları izleyen seyircileri kahkahadan kırıp geçiriyor, artık “bir baltaya sap olup” ailelerine maddi destekte bile bulunuyorlar.  Ama bazı güzel şeyler sona erer; grubun dağılmasının ve müziğe devam etmemelerinin nedenini en güzel Yalvaç Abi’nin kendisi dile getiriyor: “Yıllar birbirini izledi. Hepimiz bir köşeye dağıldık. Kimimiz yurtdışına gitti, kimimiz okulunu bıraktı, kimimiz babasıyla çalıştı. Ama müzik âşığı ‘tembel tenekeler’ birbirini hiç unutmadı.”

Haslet Soyöz’ün son derece eğlenceli çizimleriyle renk kazanan Tembeller Orkestrası’nı okurken kalabalık kadrolu, bol kahkaha garantili bir Ertem Eğilmez filmi izler gibi oluyorsunuz. Her biri birbirinden şenlikli grup elemanlarının, Yalvaç Abi’nin gençlik hâli gözümüzün önünde canlanıyor, keşke bir de Beatles’tan “And I Love Her”, Rolling Stones’tan “I Can’t Get No Satisfaction” çalışlarını duyma şansımız olsaydı demeden edemiyorsunuz. Ama bu güzel anıları okuma şansımız da hiç olmayabilirdi. O yüzden ne mutlu ki kanına giren müzik tutkusunun peşinden gitmiş ve gün gelmiş bizimle bunları en tatlı diliyle paylaşmış Yalvaç Abi.
Tembeller Orkestrası-Sakızağacı Çocukları
Yalvaç Ural
Resimleyen: Haslet Soyöz
Yapı Kredi Yayınları, 120 sayfa

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder