4 Temmuz 2011 Pazartesi

İyi Kitap, Sayı 29, Temmuz 2011


Arabaların tarihi

Tekerleğin keşfiyle başlar arabaların tarihi ve günümüzün neredeyse her yerde gidebilen araçlarına dek uzanır. Mazlum Akın, Timaş Yayınları’nın “Eğlenceli Hobi” serisinden çıkan Otomobil Uçar Gider adlı kitabında, otomobilin tarihini hem eğlenceli hem de öğretici ayrıntılarla anlatıyor.


Gündelik hayatımızın temel ihtiyaç nesnelerinden birisi olan otomobil, işlevselliğinin dışında da anlam barındıran ayrıcalıklı nesnelerden biridir. Kimileri için büyülü bir icat, kimileri için bir tutku, kimileri içinse sınıfsal bir göstergedir.

Keza edebiyat ve sinema, otomobilin hikâye içindeki simgesel işlevinin neredeyse karakterlerden rol çaldığı örneklerle doludur. Tanzimat Dönemi edebiyatının belirleyici romanlarından birisi olan Araba Sevdası, Batılılaşmayı bir kriz halinde yaşayan yeni Osmanlı tipinin trajikomik durumunu, ana karakteri Bihruz Bey’in sosyal statüsünü büyük ölçüde bir arabaya yüklemesi üzerine kuruludur. Adalet Ağaoğlu’nun sonradan Sarı Mercedes adıyla Sinan Çetin tarafından sinemaya da uyarlanan romanı Fikrimin İnce Gülü, 1970’lerde yaz tatilinde Almanya’dan Türkiye’ye izne gelen Bayram’ın kültür çatışmalarını, onun “biricik” Sarı Mercedes’i aracılığıyla sunar. Otomobiller, Geleceğe Dönüş II gibi Hollywood filmlerinde gökyüzünde salınarak geleceğin kurgulanmasına hizmet ederler; yeri geldi mi, Harry Potter’la arkadaşı Ron Weasley’i dev örümceklerin saldırısından kurtarırlar ya da (1980’lerin kült TV dizisi Kara Şimşek’te olduğu gibi) kendinden mütevellit bir kontrol yeteneğine sahip konuşan otomobiller olarak insanoğlunun fiziki dünyaya dair sınırlarını yoklarlar. Bazen de hayatı, en tutkulu aşkları anlatmak için şarkılarda araç olurlar.

Mazlum Akın’ın Timaş Yayın-ları’nın “Eğlenceli Hobi” serisi içinde yayımlanan kitabı Otomobil Uçar Gider de ismini, 1970’li yılların sevilen bir şarkısından ödünç alarak, küçük araba sevdalıları için otomobilin tarihini kapsamlı ve eğlenceli bir biçimde anlatmaya koyuluyor. Kitabın önsözünü yazan genç rallici Burcu Çetinkaya’nın da söylediği gibi, “Bu kitabın en güzel tarafı; tekerleğin icadından, geleceğin elektrikli, uçan veya yüzen otomobillerine doğru olan serüvenin baştan sona bir roman gibi anlatılması.” Yazar otomobil tarihini, dört ayak üzerinde giden ilk arabalar olan atlı arabalardan başlayarak anlatmaya koyuluyor; arabaların gelişimini Türkiye ve dünyada olmak üzere ayrı ayrı inceliyor. Böylelikle, göçebe yaşayan toplulukların yaşam koşulları, evcil hayvanların ortaya çıkışı, göçmek için gerekli olan araçlar, yerleşik hayata geçiş gibi konular okuldaki tarih dersleri dışında bir kez daha karşımıza çıkıyor. Ancak bir farkla: Bu tarih, arabaların başrolde olduğu, oldukça eğlenceli bir üslupla aktarılıyor. Şimdiye kadar özel bir ilginiz yoksa muhtemelen yeni karşılaşacağımız bilgilere eşlik eden karikatürler, bu tarih anlatısına daha da renk katıyor.

Tarihte araba kullanan ilk kadınların kimler olduğu ilgi çekici bir bilgi örneğin. Romalıların saldırısına karşı at arabasıyla savaşa giden bir İngiliz kraliçesinin olduğunu biliyor muydunuz? Şimdilerde Mercedes Benz adını almış olan otomobil markasının isim babası Carl Benz, 1880’lerde ilk ürettiği otomobilleri satamayınca karısı reklam işine el atmış: Yanına iki oğlunu da alarak, Mannheim’den annesinin evinin bulunduğu Pforzheim’a tek başına 80 km yol katetmiş. Günümüzde yepyeni bir buluş gibi değerlendirilip “çevre dostu” olarak benimsenen elektrikli otomobillerin, 1800’lerde hem Avrupa’da hem de Amerika’da üretilip satıldığını öğrenmek ise oldukça şaşırtıcı. Üstelik bu otomobillerden birisi İngiltere’den ithal edilerek II. Abdülhamit döneminin Osmanlı sarayına bile ulaşmış. Peki ya ilk trafik kurallarının nasıl ve nerede oluşturulduğunu, ilk trafik kazasının nerede olduğunu, toplu taşıma araçlarının nasıl ortaya çıktığını, “taksi” kelimesinin nereden geldiğini ve bunun gibi daha birçok şeyi öğrenmek istemez misiniz?

2008 yılında Tolga Örnek’in Devrim Arabaları adıyla beyazperdeye uyarladığı, ilk yerli malı otomobil Devrim’in öyküsünü anlatmayı da es geçmemiş Mazlum Akın. 1961 yılında dönemin cumhurbaşkanı Cemal Gürsel’in emriyle Cumhuriyet Bayramı’na yetişmek üzere, dört ay gibi kısa bir sürede, 23 mühendis Eskişehir’deki bir demiryolu atölyesinde birçok parçayı kendileri üreterek dört adet otomobil imal etmişler. “Devrim” ismi verilen otomobillerin, tören alanındaki test sürüşü öncesinde, telaş nedeniyle benzin depolarının tam olarak doldurulamaması, 15 dakika içinde yolda kalmalarına neden olmuş. Bu olay dönemin medyası tarafından acımasızca eleştirilince (medyanın zaman ötesi gücüne bir örnek), Devrim Arabaları projesi apar topar rafa kaldırılmış.

Yazarın otomobillere karşı duyduğu tutkuyu, günümüzde de artık üretilmeye başlanan, fantastik filmlerden fırlamış gibi duran otomobillere duyduğu heyecanda görmek mümkün. Hem karada hem denizde gidebilen, hatta uçabilen otomobiller bunlar. Aynı tutkuyu paylaşan küçük araba sevdalılarına arabaların tarihini sunarak bu tutkuyu perçinleyen kitap, sonunda verdiği “Meraklısına Otomobil Müzeleri” adresleriyle, sunduğu tarih anlatısına bir de gerçeklik deneyimi ekliyor.

Otomobil Uçar Gider
Mazlum Akın
Timaş Yayınları / 160 sayfa

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder