4 Ocak 2011 Salı

Doin' nothing for a while...


Amerikan bağımsızları hiçbir işe yaramasa da soundtrack'lerinden bir yakalar insanı. Film bayar The Kinks baymaz. Bir de envai çeşit mainstream sulusepken Hollywood filminde cıvıtmaktan kudurmuş komedyenlerin yaşları ilerledikçe artık ciddiye alınalım dercesine bu tip indie filmlerde arzı endam etmelerini seyretmek çekicidir de çekicidir. Jim Carrey'in Man on the Moon'la başlayıp Eternal Sunshine of the Spotless Mind'la devam eden sarkastik kaybeden hallerine kayıtsız kalmak, Will Ferrell'ı Stranger Than Fiction'daki empati kurulsa bir türlü kurulmasa bir türlü halleriyle sevmemek mümkün mü? İşte Ben Stiller'ın bu duruma muadil rolü de Noah Baumbach'ın Greenberg'indeki rolü olmuş. 40'lı yaşlarına gelmiş ve "bir şey olamamış" bir adam. Durumun dış çevrelerce yeterince vahim olmasından mütevellit yaşadığı travmalar, edindiği sinir hastalıkları derken bir de kalkıp son zamanlarda bu bir şey yapmama halini meşrulaştırmış, "Ee, sen ne yapıyorsun?" diye cemiyet hayatında sosyalleşmeye çalışanlara cevabı "Ben de bu aralar hiçbir şey yapmıyorum" diyor çekinmeden. Arada kalkıp, tıpkı benim her gün öğrencilere bakıp bakıp karalar bağladığım gibi, yeni nesle dair saptamalarda bulunuyor (bkz. eski kayıtlardan envanter-i nesl): "Ebeveynleriniz sizi yetiştirirken mükemmel olacağız diye o kadar kastılar ki bu hallere geldiniz. Hepinizde AAD sendromları, hiperaktiviteler...Hayatınız Facebook, MySpace vb. olmadan nasıl olurdu?" gibisinden sorular...Geriye de güzel müzik ve bir parça aşk umudu kırıntısı kalıyor. Bu da bir çeşit sinema verite işte, oradan oraya vurmasa da çarpmasa da "hayat bütün pespayeliğiyle devam ediyor" işte...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder